Ana içeriğe atla

10 kata kadar daha enerjik oğlum..



Ya biz, anne baba olmak için geç kalmışız, ya da sende ciddi bir Duracell performansı var babacım. Epeydir bunu söyleyip duruyordum bu akşamki performansından sonra artık yazayım dedim. Dönüp okunası notlardan biri olmayı bu akşam hak etti özellikle. Öğle saatlerine doğru çıktık evden. Bakırköy civarında bir işimiz vardı. Oradan da epeydir biletlerini aldığımız ama bir türlü zaman yaratıp gidemediğimiz Magic Ice sergisine gidecektik.
Normalde gün içi iki kez uyuyorsun. Biz evden çıkarken de arabada uyursun diye umuyorduk. Ne arabada, ne gezerken pusetinde, gittiğimiz hiç bir yerde uyumadığın gibi aynı enlem boylamda 30 saniyeden fazla zaman geçirmeye de dayanamıyorsun. Hem uykusuzluktan gelen mızmızlık hem sürekli oraya buraya koşturmanın verdiği yorgunluk sonucu gece mışıl mışıl uyudun ama bugün eve zor attık kendimizi.

İki dakika yerinde durmuyorsun. Tamam her bebek hareketlidir. Bebeğin işi de budur zaten. Kabul. Bir "hiperaktif bizim oğlan" klişesi de değil bizimkisi. Bizde her hareketli çocuğa tamamı pedagoji masteri yapmış mahalle teyzeleri bu teşhisi koyar. Durumumuzun o kadar uç bir noktada olmadığının da farkındayız elbet. Ama pestilimizi çıkarıyorsun bu aralar tosunum. Sen işte duracell reklamında tepeye çoktan çıkmış başka nereye tırmanayım diye bakınan o hınzır ayıcıksın. Bizse aşağıda dili dışarıda ipten sarkan bitik ayıcıklarız. O yüzden eskilere hak veriyorum. Daha erken çocuk sahibi olmak gerekiyor bence. Biz bir hafta sonu mızmızlanıyoruz ya anneannen nasıl dayanıyor bu tempoya hayret. Eli öpülesi kadın.
Senden şikayet ediyoruz sanma sakın :) Seni sana anlatıyorum sadece. Her ne kadar peşinden koşmak çok yorucu olsa da ben halimizden memnunum. Öyle saksı gibi oturan bebeklerden olmadığın için de çok mutluyum. Hem hareketli bebekler zeki olur diyorlar. İsviçreli bilim adamlarının yalancısıyım. Aslında epeydir gelişimin ve hareketlerin ile ilgili bir pedagogdan fikir almak istiyorum. Bu aralar bir program yapabiliriz.

Bir buçuk yaş hallerini de yazacağım, tatil hikayemizi de, oyunlarımızı ve oyuncaklarımızı da... Bu aralar kafam tıka basa dolu tosunum. Yazacak çok şey var ama ne zaman yaratabiliyorum ne de oturduğumda yazabiliyorum. Artık aklıma geldikçe bir yerlere not almam lazım. Saat onbire geliyor. Sabah seninle 8de ayağa dikileceğimiz için mantığım uyu diyor ama bir yandan da epeydir indirdiğim filmleri izleyemedim. Bir film izleyip de mi yatsam. Dedim ya zaman hepsine yetmiyor işte seç bakalım. Sanırım bu akşam uyku daha cazip. Tatlı rüyalar meleğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...