Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şarapçı

Sana şarapçı deme sebebim alkol muhteviyatlı içeceklere hasta oluşundan değil. Zaman zaman benim bitirdiğim bira şişelerinin dibinde kalan damlaları içmeye çalışman dışında temas ettiğin tek alkollü şey kolonyalı mendil olmasına rağmen yaptığın bir şey bize şarapçıları çağrıştırıyor. Hala biberon kullanmaya devam ediyoruz. Suyu da, gece yatmadan önceki rutinimiz olan ayranı da biberonla içmeye devam ediyorsun. Bunlar dışında da sürekli doğal meyva suları içirmeye çalışıyoruz sana. Nar suyu, erik suyu, kompostonun suyu fark etmiyor. Meyvelerle pek aran olmasa da meyve sularına bayılıyorsun. Ama her seferinde içeceğini bitirdiğinde biberonunu söylene söylene fırlatıyorsun. Boş şarap şişesini efkar ve sinirle taşa çalan şarapçılara benzetmemiz bundan. Evde büyük koltuğun sol başı şu aralara favori barın. Biberonunu alıp oraya kuruluyorsun hemen. Hele de televizyonda ilginç bir şeyler varsa o biberon bitene kadar kımıldamıyorsun. Bitince de biberonu arkaya doğru fırlatıp daha önce ne yapıy...

Uzay Eriği.... Yersek tabi..

Kitaplarda yazıyor. Bebekler doğru tedbirleri alıp kararlı davranmazsanız ağlamayı isteklerini yaptırmak için araç olarak kullanabilir diyor. Sadece kitaplarda yazsa neyse. Bunu herkes söylüyor zaten. Biz senin ağlama kozunu kullanmaya başladığını fark ettiğimiz halde doğru zamanda doğru müdahaleyi yapamadık. Artık iş işten geçmiş durumda :) Klasik bir tarzın yok. Her istediğin yapılmadığında ağladığını söyleyemem. Eğer çok istediğin bir şey olur da biz yerine getirmezsek zaman ve mekanı umursamadan kendini boylu boyunca zemine bırakıyorsun. Atıyorsun hatta. Bu evdeki halı, alış-veriş merkezinin zemini veya parktaki kum havuzu olmuş çok umursadığını görmedik. Önce yalancı bir ağlama ki yalandan ağladığın her halinden belli. Buna kanacak kadar şapşal olduğumuzu ne düşündürüyor sana ayrıca merak ettim. İlk ağlama patlamasının hemen ardından olaya reaksiyonumuzu incelemek için kısa süreli ağlamaya ara vererek, başını kaldırıyor ve ne yaptığımızı gözlemeye çalışıyorsun. Eğer bu ilk blöf...

Kocaman Küçük Adam

Kocaman oldun gerçektende tosunum. O bebeklere ait ortak yüz hatların, seni sen yapacak yüz hatlarına dönüşüyor. Bebeklikten çocukluğa geçişe başladın ufak ufak. Eski resimlere ve yazılara bakınca daha iyi fark ediyorum ki zaman çok çabuk geçiyor. Senin gibi bir mucizenin gelişimine tanık olmak dışında monoton geçiyor zaman diye düşünüyordum. Ama son bir iki ay çok da monoton geçmedi. Annen geçtiğimiz haftalarda böbrek taşı düşürdü. Tatsız bir tecrübe oldu onun için. Bir gece hastanede kaldık. Aynı hafta ben mide şikayetlerim için endoskopi yaptırdım. Anne-baba dökülüyor yani :) Sonra bayram tatili geldi. 9 gün tembellik yaptık. Ardından 4-5 günlüğüne iş için Çin'e gittim. Sonunda bu hafta işlerimizi rayına sokup rutinimize geri döndük. Sen erkenden annenle içeriye uyumaya gidince, geçen günlere ait kısa bir özet geçeyim dedim. Bugünlerdeki Doruk nasıl. Sıcak sıcak not edeyim istedim. Evet not etmeye de başlamıştım aslında ama bir iki uzun satır yazdıktan sonra fark ettim ki bun...