Ana içeriğe atla

Kar Tatili

Neredeyse 40 yaşıma geliyorum. Şimdiye kadar hayatımda kış tatili diye bir kavram yoktu açıkçası. Tatil dediğin yazın olurdu. Deniz, kum, güneş üçlüsünün olmadığı bir tatil yapmazdık. Sonra sen girdin hayatımıza. Merkezde senin gibi sevimli, tadından yenmez bir çocuk olunca, hayatın öncelikleri ve işleyişi de biraz değişiyor. Daha önce bir kaç tane tatil yazısı yazmıştım. Yaz tatiline gittiğimiz yerleri sana göre seçiyoruz. Ama sen büyümeye başladıkça sanki olmazsa olmazmış gibi hissettiğimiz bir kavram daha girdi hayatımıza. 

 Özel okulların tamamı sömestrede öğrencileri kayak yapmaya götürüyor. Bedava değil tabi. Hatta hatırı sayılır paralar da istiyorlar. Biz iki yıl önce kendimiz daha ucuz bir alternatif yaratabilmek için şirketten arkadaşlarla gitmiştik. Orada ilk kayak dersini almıştın. Neyse bir daha yazmayayım aynı şeyleri. Ben de seni yalnız bırakmamak için öğrenmeye çalışmıştım. Senin kadar hızlı öğrenemedim. Ama çok sevdim kayak yapmaya çalışmayı :) Sen ilk denemede benim kadar hevesli değildin. Çünkü zahmetli bir iş. O ayakkabıları, ekipmanları giymek, buz gibi havada düşe kalka kaymaya çalışmak. Sana çok da cazip görünmemişti. Ben de çok üstelemedim. Hem parasal durumlar müsait olmadığı için hem de seni bir iki kez kayağa gidelim mi diye yokladığımda verdiğin cılız tepkiler yüzünden geçtiğimiz kışı pas geçtik. Bu yıl senin isteyip istemediğini bir kenara bırakıp ben plan yapmaya başladım. Seni yalnız bırakmamak için 40 yaşında kayak yapmayı öğrenen baban şimdi seni bahane edip kayak tatili ayarlar hale geldi :)

İnternetten kayak merkezlerindeki kar kalınlıklarını takip ediyordum 1 aydır. Annen de bu konuda çok hevesli olduğumu bildiğinden ses etmedi. O fazla aksiyonu sevmiyor. Kayak tehlikeli bir spor. O da gerildiği için bir kez denedi ve pes etti. Ben de zorlamadım. Annen daha çok sıcak şömine dibinde salep içip, kitap okumakla ilgileniyor. Aslında niyetimiz bu sene Bansko yada Avusturya'ya gitmekti. Çünkü Türkiye'den daha ucuz. Ama ayarlayamadık. Geçen hafta şartların uygun olduğuna kanaat getirdiğimiz bir gün annenle konuşup Kartalkaya'da 3 günlük bir rezervasyon yaptım. Sen 2 gün okulu, annenle biz de işi kırıp tatile kaçacaktık. Yine ara ara kayak yapmaya istekli misin diye seni yokluyordum. İstekli görünüyordun ama sabırsız da değildin :) Olsa da olur olmasa da gibi. Ben de gidip biraz kaydıktan sonra kartopu oynamak ve karlarda yuvarlanmak istersin diye düşünmeye başlamıştım. Bir önceki tatilde sanırım çok üşüdüğün için, tekrar denemek istememiştin.

Geçen hafta sonu basketbol kursumuzu da ekip önce İzmit'e dedenlere gittik. Çok uzun zamandır gidemiyorduk. Onlarla hasret giderip Pazar sabah Ersan amcan ve kızı Derin'le buluşup yola çıktık. Yol boyunca ikiniz de sürekli geldik mi ? Ne zaman gelicez ? Ne kadar kaldı ? diyip durdunuz. Ipad'ler olmasaydı cinnet geçirebilirdiniz :)

Neyse yol hikayesi yazmayayım şimdi. Öğle saatlerinde otele vardık. Bembeyaz yumuşacık karla kaplıydı tüm dağ. Kayak yapmayı öğrenmiştin ama üzerinden iki yıl geçmişti. Hatırlaman için bir kez daha ders almanda fayda var diye düşündüğüm için sana 1 saatlik bir ders ayarladık. Malzemelerimizi kuşanıp attık kendimizi pistlere. Sen hocanla birlikte antrenmana başladığında bende Ersan ve Derinle piste çıktım. Ufak ufak kendimi denedim. Bisiklete binmek gibiymiş. Unutmuyorsun. Ama tedirgin oldum ilk başlarda :) Dersin bitince seninle buluştuk. Yüzünden mimiklerinden genel memnuniyet durumunu anlamaya çalışmaktan yorulup sana doğrudan sorum. Nasıldı Doruk ? 

Neyse ki mutlu ve keyifliydin. İlk gün çok güzel bir hava vardı. Cesaretimizi topladıkça basitten zora doğru tüm pistleri teker teker denemeye başladık. Grupta en çok düşen bendim tabi. Ama çok eğlenceliydi. Ayak parmaklarım uyuştu, burnum soğuktan dondu, baldırlarımız sızım sızım sızladı. Ama şikayetçi miyiz ? Hayııırrr. 5 gün daha kal deseler kalırdık. 

İlk gece kar yağmaya başladı. Sabah kalktığımızda yerler yumuşacık taze karla kaplıydı ama çok da sis vardı. Yaklaşık bir km'lik bir telesiyej ile çıktığımız tepeden aşağı kayıyorduk. Zaten kaymak tedirgin ediyor, üstüne bir de görüş mesafesi kısalınca ben ikinci günden pek tat alamadım. Telesiyejle tepeye çıktığımızda sağdan gidersek genişçe ama nispeten dik bir pistten aşağı iniyorduk. Soldan gidersek nispeten daha az dik ama dar ve yamacı hafif uçurum olan bir pistten iniyorduk. O siste ikiniz sürekli başka yer yokmuş gibi Derin'le soldaki daracık pistten indiniz. Ne dur dememi dinliyorsunuz, ne de bizi bekliyorsunuz. Zaten bir-iki kere peşinizden geldim. Kalbin duruyordu. :) Sizin hem hızlı hem de düşmeden aşağı kadar indiğiniz pisti yavaş yavaş bir iki kere de düşüp tamamlıyordum :) 

En çok da senin durmak sızın kayak yapman, yaparken keyif alman beni mutlu etti. Biraz gerildiğim anlar oldu zaman zaman. Kayak yaparken sağa sola salınarak inmek yerine hızla ve dümdüz aşağıya inmeyi tercih ediyorsun. Senin hızına yetişmem mümkün değil. Hem tedirgin oluyorum hem de genellikle düşüyorum. Beni kırmayıp benim hızıma eşlik edince de sen sıkılıyorsun. Bir süre sonra Derin'le ikiniz, bizi beklemeyi bırakıp kendi kendinize kaymaya başladınız. Arada buluştuğumuzda "Baba 5 takla atıp düştüm. Şöyle uçtum, böyle kaçtım." diyordun. "Çok şükür kazasız belasız bitirdik tatili.

En az yaz tatili kadar keyifli ama yorucuydu. Baba oğul fırsat bulursak yine kaçarız belki. Kim bilir, belki beraber snowboard yapmayı da öğreniriz.  
 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...