Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bodrum

Günaydın bir tanem. Serin bir yaz günü bugün. Haftanın tam ortasındayız. Sabah alarmın sesi de giyinirken çıkardığım gürültüler de uyanmana neden olmadı. Öpüp seni çıktım evden. Bugün Emeti ablanlasın yine. İstanbul'a döndüğünden beri seninle bizim odada uyuyoruz.  Annen de senin yatağında uyuyor. Bir nevi hasret gideriyoruz seninle. Annen de anlayış gösteriyor. Bir de o daha erken kalktığı için daha erken uyumak zorunda. Biz seninle biraz geç saatlere kadar kalabiliyoruz.. İstanbul'dan bir ay kadar uzak kaldığın bu dönemden sonra henüz kendi yatağında yatmaya başlamadın. Önceleri tek başına uyumak istemezdin. Sen uyuyana kadar annen ya da ben seninle yatağa kıvrılır sen uyuduktan sonra minik ve sessiz adımlarla sıvışırdık. Zaten sen de istemezdin bizi yatakta. Deli yattığın için o ufak yatak ikimize dar gelirdi. Hem gece kalkıp yanımıza gelme alışkanlığında olmadı hiç. Ama iki gece önce bizim yatakta sana sarılıp uyuduğum halde korktuğunu ve uyuyamadığını söyledin. Yanında ...

Hasret

Aslında basket kampından sonra yaptığımız tatili yazacaktım. Kronolojik sırası böyle olmalıydı yazının. Vakit olmadı. Aradan geçen zamanda başka bir sürü şey oldu. Askerler darbe yapmaya çalıştı. Şimdi de ülke genelinde olağan üstü hal uygulaması var. Türkiye berbat bir yer oldu. Tatili yazmak hiç ama hiç içimden gelmiyor. Ayrıca moralim bozuk. 10 Temmuz'da anneannenle Bulgaristan'a gitmen için seni Tekirdağ'a bıraktığımızdan bu yana 12 gün geçti. Geçen cumartesi anneni de almak için Tekirdağ'a dönüp tekrar Bulgaristan'a geçtiğiniz. O gün görüşebildik. Gelecek pazara kadar da dönmeyeceksin.  Bu aralar alışık olmadığım kadar uzak kaldım senden. Hallederim diye düşünüyordum. Başlarda soru yoktu. Annen yanımdaydı. Özlemle başa çıkabiliyordum. Ama son günlerde çok mutsuzum. Çok özledim seni. İş yerinde zaman geçmiyor. Hiç keyif almıyorum yaptığım işten. Akşam eve geldiğimde zaman geçirmek için film izledim bazen. Bazen de kitap okumayı denedim.  Günlük hayatın koş...

Kamp

Bu hikaye geçen Ekim ayında başladı. Havalar soğuduğu için futbola alternatif bir spor aktivitesi arayıp, sonunda eve yakın bir basket okulu bulmuştuk. O günden beri neredeyse 8 aydır her hafta sonumuz saat 15:00-17:00 arası Sezin Okulu'nun spor salonunda geçti. Bir iki kez şehir dışına çıkıp kursu ektik, bir iki kez de bayram seyran tatili yüzünden kurs olmadı. Bunlar dışında her zaman  severek ve isteyerek gittin basketbol okuluna.  Öyle ki basket aşkın kurstan sonra bile dinmez, çıkışta açık alandaki potalarda, eve geldikten sonra da sitenin sahasında oynamaya devam etmek isterdin. Çoğunlukla ya zaman ya da enerji yetmezliğinden sana eşlik edemediğim için bu konuda bana biraz kırgın olmanı anlayabilirim. Ama 5-10 dakikalık mini maçlara hiç itiraz etmedim.  Birilerinin seni izlemeye gelmesinden ayrı mutlu oluyordun. Bir kaç kez anneannen, bir iki kez de kankin Yalın seni izlemeye geldi. Yalın seni izlemeye gelsin diye annesinden bile sen izin istiyordun....