Ana içeriğe atla

8


Günaydın cankuşum. Bugün Cuma ve bir iş haftası daha bitiyor bugün. Hafta sonu evde blog yazamıyorum o yüzden üzerinden çok zaman geçmeden doğum günün ve bir kaç başka şey ile ilgili aklıma gelenleri yazayım istedim. 

Geçtiğimiz cumartesi günü 8 yılı doldurdun gezegenimizde :) Kaç yaşındasın diye soranlara dolu dolu 8 diyebilirsin artık. Her yıl olduğu gibi doğum günü kutlaması senin için heyecan benim için stres verici bir konu olmaya devam etti. Kasım gibi doğum gününü nerede kutlasak, pastası neli olsun gibi şeyler konuşulmaya başladı evde. Geçen yıl KidZania'da kutladığımız doğum gününden çok mutlu ayrılmıştın. Bu yıl da aşağı kalır bir eğlence istemediğini bir kaç kez söyledin. Kesinlikle evde ya da sitenin kafesinde kutlamaya çalışmak gibi bir gaflet içinde bulunmayacağımızdan emin olmak istedin. 

Yedinci yaşını sınıftan arkadaşın Mercan'la birlikte kutlamıştık. İkinizde 18 Şubat doğumlusunuz. Beraber kutlamanın şöyle bir avantajı oluyor, doğum gününüz aynı yerde kutlandığı için sınıftan davet ettiğiniz arkadaşlarınız, hanginizin doğum gününe gideceğine karar vermek zorunda kalmıyor, biz de doğum günü masraflarını bölüşüp daha ekonomik bir parti düzenleyebiliyoruz.

Bu kez Rüzgar Güney de katıldı size. 3 kişi oldunuz böylece :) Bu yıl organizasyon işini Mercan'ın annesine bıraktık. Onun, doğum günü kutlamasını yapacağımız Tuzla ViaSea'de tanıdıkları vardı. İlk defa doğum gününe 1 hafta kalaya kadar hiçbir şey yapmadım. Artık son hafta yer ve saat kesinleşince arkadaşlarına dağıtman için davetiyeler hazırladım. Bir de pasta seçtik seninle birlikte. Daha önceki doğum günlerinde pastayı sevdiğin şeyleri dikkate alarak ben belirlerdim ama artık kendin karar verecek kadar büyüdün :)

Şirkette pasta seçeneklerine bakarken içimden Doruk kesin bunu seçecek diye bir tahminde bulunmuştum. Tabii ki şaşırtmadın beni. PS4 pastasını seçtin. Oyun konsolu şeklinde bir pastaydı, yanında bir oyun kolu ve oyun kutusu bulunuyordu. Ben oyunu sevdiğin bir kutu ile değiştirmelerini istedim. Geçen yazdan beri Just Cause 3 diye bir playstation oyununu almam için yalvarıyorsun desem yerdir. Oyunda Pegi-14 yaş sınırı olmasa alacaktım ama biraz erteledim. Sürekli Youtube'da oyun videoları izliyorsun. Orada gördüğün bir oyun. Neyse bu işe de sinir oluyorum. Saatlerce youtube'da başkalarının oyun oynama videolarını izliyorsun. Bir de ağzı bozuk, zevzek tipler var aralarında. Youtuberların ne kadar para kazandığından ne kadar zengin olduklarından bahsediyorsun sürekli. Bana gopro al baba, youtube kanalı açabilir miyim baba, EnesBatur'un kaç lirası varmış biliyor musun baba ? Bunun gibi bir sürü muhabbet var aramızda. PlayStation'da ya da iPad'de oyun oynarken bile "evet arkadaşlar bugün nether'a giriyoruz, şöyle böyle yapacağız" diye kendinle konuşmaya başladın :) Yasaklamak istemiyordum ama ayarının olmadığı gördüğümden ve kendini kontrol edemediğin için, hepsinden de öte sana kötü örnek olmaya başladığı için youtube yasak şu an. Bu arada yaz için sana sürpriz yapıp JustCause3 alayım dedim. O da ne, bu oyun PS3 için çıkmıyormuş. Oyunu oynamak istiyorsan PS4 alman lazım. Neyse sana kötü haberi vereyim dedim ama sen zaten biliyormuşsun. Evet baba PS4 pro almamız lazım dedin. :) Yazın bakacağız artık. Önce elimizdeki PS3 ve bir dünya aksesuar ile oyunu satmamız lazım.  

Doğum gününün sabahı kalkıp kahvaltımızı yaptık. Sakin başladı gün :) Bir Şubat günü için hava fena da sayılmazdı. İnsanları karşılamak hazırlıklar için erkenden gitmek gerekiyordu. Biz de öyle yaptık. Burası Tuzla'da bir akvaryum. Yanında eğlence parkı ve alışveriş merkezi var. Doğum günü kutlama alanı da akvaryumun en sonunda. Anneler masanın etrafında toplanıp laflamaya başlayınca biz de seninle biraz akvaryumu gezelim dedik. Daha önce bir kaç kez akvaryum gezmiştin. Akvaryumun kendisinden çok etkilendiğini söyleyemem ama Vatoz besleme bölümünde Mercan'la vatozlara karides yedirmek ve biberonla balık beslemek senin için de yeni ve eğlenceli bir deneyim oldu. :) Özellikle biberonla mama yiyen balıklar çok komikti ya. Ben de denedim. İçeride köpek balıklarıyla yüzebiliyormuşsun. Biraz daha büyüdüğünde deneriz belki. Şimdilik sadece yüzenleri izlemekle yetindik. 


Yavaş yavaş arkadaşların gelmeye başladı. Her doğum gününde olduğu gibi yine çok kalabalık bir parti oldu. Mercan'ın annesi animatör ayarlamıştı. Pasta kesilinceye kadar  biraz da onlar eğlendirdi sizi. Okul arkadaşların dışında siteden Toprak ve Ali ile Tuna(Demirtaş) geldi. Doğum günü çocuğu 3 tane olduğundan 3 ayrı pasta gelmişti. Normalde açmamanınız gereken pastaları erkenden açınca, üçünüz de söylenmeye başladınız. Mercan prensesin saçları resimdeki kadar uzun değil diye, sen pastanın üzerine biri parmakla basıp ezmiş diye, Rüzgar ne için ağlamıştı hatırlamıyorum o da bir şeye söyleniyordu. Senin pastan bu aşağıdaki. 
Annene de dediğim gibi bizim zamanımızda ev yapımı bir kek, kola ve mahalleden arkadaşlarla evde kutlanan 10 dakikalık doğum günü dünyalara bedeldi. Senin yaş gurubunda pastadan mekana, hediyeden davetiyeye her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmesine rağmen yine de mutlu olmuyorsunuz. Yanlış yapıyoruz bir şeyleri.
 20 tane çocuk hep birlikte eğlenmiyor hiç bir zaman. Animatörler bile hepinizi bir araya toplamakta zorlandı. Tam tımarhane.. Bazıları akvaryumdaki balıkları izliyor, bazılarınız balondan kılıçlarla savaşıyor,  bazılarınız animatörün direktiflerine göre eğlenmeye çalışıyor :) bazıları da anne babasının dibinde.. Bu sırada biz de ikişerli üçerli guruplar halinde sohbet edip pasta zamanının gelmesini bekliyoruz. Ne yalan söyleyeyim çekilecek iş değil şu doğum günü partileri de seni kıramıyorum :)

Neyse pastaları uzunca masaya yan yana dizdik. Siz de başına geçip o klasik doğum günü seremonisini tamamladınız.  Futbolcuların imza töreni gibi bir görüntü vardı. Masanın bir tarafında pastalarındaki mumlara üfleyen 3 çocuk, diğer tarafta resim ve video çeken bir sürü anne baba. Pastalar kesildi ve yendi, hediyeler alındı verildi. Hediyelerinden Toprak'ın getirdiği futbol topu dışında hiçbirini beğenmedin :) Onlara da ip ucunu annen vermiş. Asıl beklendiğin oyuncak Nerf tabancaydı. Hele kıyafet almışlarsa iyice köpürüyorsun. Neden kıyafet alırlar ki :) Neyse hediyelerin hemen hepsini iade edip biriken parayla çok istediğin Nerf tüfeği aldık. Evde 6-7 tane Nerf olması önemli değil. En yeni çıkandan almazsak eksik kalıyormuşuz. 

Bir doğum günü daha kazasız belasız bitti çok şükür. Umarım yine eğlenceli ve hatıralarında güzel yer edecek bir gün olmuştur yavru kuş. Seneye ne yapar, nerede kutlarız bilemiyorum. Ona da seneye bakarız artık.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...