Ana içeriğe atla

Çalışınca oluyor...

Minik meleğim. Karşılaştığın her şey senin için ne kadar yeni ve heyecan verici ise, seninle birlikte atlattığımız her evre de bizim için o kadar yeni ve heyecan verici.  Neticede ilk bebeğimizsin sen. Seninle birlikte bir sürü şey öğreniyoruz. Öğrendiklerimiz farklı olsa da ortak bir noktamız var. "Acemilik" Sen hayata, biz ebeveynliğe acemiyiz henüz. Bu günlerde bu bahsettiğim evrelerden birini daha geride bıraktık. Müjdeler olsun. Artık tek başına timsah yürüyüşü yapabiliyorsun. Emekliyorsun.  

Önceleri oturduğun yerde devrilmeden durabilmen için etrafına yastıklar diziyorduk. Otururken bile sallanıyordun. Sağa sola devrilmeden oturmayı öğrenir öğrenmez ilk yaptığın şey koca göbeğinin üzerine yatıp yakın bölgelerdeki oyuncaklarını alıp yemek oldu. Daha sonra popoyu havaya dikmeye başladın. Tamam dedik emekleme işaretleri geliyor. 

Bir gün seni bıraktığımız yerin 1-2 metre kadar uzağında bulunca "Tüh emeklemiş biz kaçırdık" dedik. Ama kaçırmamışız. Çok geçmeden anladık ki geri geri gidiyorsun :)) Haraket edebilmenin dayanılmaz cazibesi içine işleyince seni nereye oturtsak kollarınla kendini iterek geri geri gitmeye başladın. Koltuğa, duvara ya da masaya ulaşana kadar devam eden dikiz aynasız yolculuklarınla geçti bir süre. Eller  bir türlü ardışık olarak yerden kalkmıyordu. Ellerini aynı anda kaldırıp, göbekten destek alarak alçak sürünme yapıyordun diyebilirim.

Yeter mi ? Yetmedi tabi. Eller yine yerde, popo havada ileri doğru atmaya çalıştın bir süre kendini. Ellerini yerden ayırmadan :) Seni motive etmesi için emekleme arkadaşı denen oyuncaklardan aldık. Ses çıkaran bir köpiş. Normalde onu senin 1 metre kadar uzağına bırakıp çalıştıracaktık. Sen emekleyerek ona ulaşıp dokununca o sesler çıkarıp havlayarak yarım metre daha ileri gidecekti. En azından broşürde yazan buydu. Nasıl oldu dersen ; biz köpişi çalıştırıp 1 metre uzağına koyduk. Sen sürünerek ulaştın. Köpişi kulağından yakalayıp ısırdın. Bir daha denedik. Bu sefer yüzüne bile bakmadın köpişin. Yanına getirelim dedik. Kuyruğunu yakalayıp ısırdın. Neticede emekleme arkadaşı falan yalanmış. Kocaman köpek dişlik oldu sana :) Zaten o da istifa etti. Artık yürümüyor. Sadece havlıyor. Bu tip reklam ürünlerine çok itibar etmememiz gerektiğini söylüyordu çevredekiler. Ama yaşayarak öğrenmek istedik biz. 

Neyse bir hafta kadar önce sıkıldın artık geri-geri gitmekten. Önce bir el, sonra diğeri. Başlangıçta seni çok heyecanlandıran birşey varsa uzakta bir iki adım atıp gidiyordun yanına. Öyle her oyuncak içinde yormuyordun kendini. Baban gibi tembel olacaksın galiba. Aslında seni evin içinde koşturmak için laptop gerekiyormuş. Nedendir çözemedik hala laptop delisisin. Odanın bir köşesine laptopu koyunca son 200'e giren ingiliz tayı edasıyla koşturuyosun. Seni onunla kandırdık.

Kısa bir süre geçmeden odada fıldır fıldır gezmenin, daha önce ciğercinin önündeki kedi gibi bakıp ulaşamadığın her türlü zerzevata ulaşabilmenin tadını alınca seni motive etmeye de gerek kalmadı. Artık durdurmak gerekiyor. Bu hali süper, yürümeye başlayınca yandınız diyen arkadaşlarım vardı. Hiç yerinde durmuyorsun oğlum. Yandık valla. :)

En favori mekanın TV ünitesi. Israrla seni televizyona en uzak noktalara oturtsak da 10 sn geçmeden emekleyerek ünitenin yanına geliyorsun. O da yetmeyince ellerinle TV ünitesinden destek alıp ayağa kalkıyor yarım metre uzaktan televizyonu izliyorsun. Buna acil çözüm bulmamız lazım. Bazen eller ve ayaklar yorulunca kaslar titremeye başlıyor sende. Annenin içi eriyor düşeceksin diye. Düşecek tabi annesi diyorum. Düşe kalka öğrenecek yürümeyi. 
 
En kısa zamanda evde bir düzenleme yapmamız gerekecek. Öncelikle fişleri ve kabloları düzenlemek, saksılardaki toprağa dalmanı engellemek lazım. Sinan dayın gibi toprak yeme potansiyeli gördüm sende bu hafta... Sivri köşeli sana zarar verebilecek yerlere önlem alınacak. Kullandığın bölgenin hijyenine de daha fazla dikkat etmemiz gerekecek. Bulduğun her şey saniyede ağzında çünkü. Seni kısıtlamak istemiyorum hiç. Ama ortamı güveli hale getirmek şart. 

Bazen çok komik hallerin oluyor. Onları çekmek istiyorum. Ama kamereayı ya da fotoğraf makinasını elime alınca bir tiribe giriyorsun sorma.  Merak etme. Biz biliyoruz hallerini kameraya göstermesende. Yakalayabildiğim emekleme halleriniz bunlar paşam. Yürü de endamını görsünler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...