Seni nasıl bir Dünya’ya getirdiğimizi düşündükçe endişeleniyorum demiştim. Güncel konuları zaman zaman
Türkiye ve Dünya gündeminin en önemli konu başlıklarından biri Domuz Gribi. Bu yüzyıl, tarihe salgın hastalıklarıyla kazınacak sanırım. Sıtma, Ebola, Aids, Kuş Gribi, İspanyol Gribi, Hong Kong Gribi ve son olarak Domuz Gribi.
Aşılarla korunulabilen klasik H1N1 virüsüne gore genetiği farklılaşmış bir virus olduğu söyleniyor. Domuzlarda sıklıkla görüldüğü için adına Domuz Gribi diyorlar. Şimdilerde domuz kelimesi antipatik diyemi bilmem halk arasında bile A tipi H1N1 denmeye başlandı. Geçen yıl Meksika’da ortaya çıktı ilk vakalar. İnsanların bu virüse bağışıklığı gelişmediği için Amerika ve Meksika ağırlıklı olmak üzere dünyada bir sürü enfekte olmuş insan ve ölümle geçen sezonu atlattık. O zaman bize çok uzak bir tehdit olduğu için kimse pek önemsemedi bu hastalığı.
Ama grip sezonu başlayınca salgın halinde tüm Dünya’yı sardı. Son bir aydır her köşe başında iki insan arasında mutlaka Domuz Gribi sohbeti geçiyordur eminim. Televizyon haberlerinin, gazete başlıklarının, altın günlerinin, kahve sohbetlerinin ana konusu oldu çıktı.
İlk vakalar 10-15 gün once Ankara’da özel bir okulda görüldü. Geçen iki haftalık sürede inanılmaz bir hızla yayıldı ve yayılmaya devam ediyor. Şu an resmi olarak enfekte insan sayısı binlerle ifade ediliyor ki Türkiye’de hükümet ne açıklıyorsa onu üçle beşle çarpmadan gerçeğe ulaşamazsın. Ne yazık ki ölümle sonuçlanan vakalar da var. Şimdiye kadar 6 yetişkin ve 2 bebeği kaybettik bu hastalık yüzünden. Durumun kötü tarafı ise virüsün zamanla mutasyona uğrayarak vakalarda daha ölümcül seyretme ihtimalinin olması.
Bu virüsle ilgili Türkiye’de herkesin kafası karışık. Bazı kaynaklar laboratuvar çıkışlı bir virus olduğunu ve Dünya ilaç kartellerinin eline düşmüş bir grup üçüncü Dünya ülkesinin bu amaçla kobay olarak kullanığını söylüyor. Bunun mevsimsel gripten daha az ölümcül olan bir virus olduğunu ve medyanın ciddi körüklemesi ile büyütüldüğünü söyleyenler de var. Aşının tedbir amaçlı bir tedavi olduğunu, herhangi bir yan etkisinin olmadığını ve mutlaka aşılanmak gerektiğini söyleyenler de. Türkiye Hükümeti ciddi aşı stoğu yaptı. Risk grupları önceliklerine göre aşılanacakmış. Bu hafta içinde önce hamileler, sağlık çalışanları ve hacı adayları, ardından tüm öğrenciler aşılanacak diyorlar. Kimse ne yapması gerektiğinden emin değil. Okudukça bulanıyor insanın içi.
Ben oldum olası evhamlı biriyimdir. Başım ağırsa beyin kanaması geçiriyorum, göğsüm sıkışsa kalp krizi geçiriyorum sanırım. Şimdi endişelenmem gereken hayat sayısı daha fazla. Bu tür haberleri okudukça midem kilitleniyor. Mümkün olduğundan daha fazla kişisel hijyene dikkat ediyoruz. Biraz daha bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik gıdalara ve yaşam koşullarına yönelmek gerekecek. Çok kalabalığa girmemeye, ortak alanlarda fazla bulunmamaya çalışıyoruz. Ama düşünmedende edemiyor insan. Daha grip sezonun çok başındayız. Salgının sona erme dönemi en erken ilkbaharı bulur diyorlar. Bu hızla yayılmaya devam ederse salgının boyutları korkunç olur. Nereye kadar korunabiliriz? Nereye kadar kendimizi izole edebiliriz bilemiyorum.
Annen ve ben sürekli dışardayız. En çok korktuğum şey bir şekilde bu hastalığı
Yorumlar