Ana içeriğe atla

İş dünyasına giriş :)

Geçtiğimiz hafta sonu çalışmak zorunda kaldım. Yaptığım işle ilgili bir fuar var. Her iki yılda bir düzenleniyor. Ben de görevliydim. Cumartesi ve pazarım çalışarak geçeceği için, sen annen ve nanni ile birlikte Tekirdağ'a gittin.

Pazar günü dönüş yolundayken annenler seni fuara yanıma getirdiler. O kalabalık ve koca koca makineler arasında biraz gezin, eğlen, ve birlikte zaman geçirelim diye. Zaten sen geldiğinde artık fuarın son günüydü. Kalabalık dağılmış, bizde birer sandalyeye çöküp dinlenmeye çalışıyorduk. Yani sen geldiğinde tüm stand senindi :))
Arabalarda olduğu gibi makinelerde de ilk dikkatini çeken şey tekerlekleri oldu. Bu konuda takıntılı olduğunu söyleyebilirim. Bahçede dolaşırken de gidip bütün arabaların tekerlerini ve plakalarını mıncıklıyorsun. Ben de arkadaşların standındaki lastiklerin yanına götürdüm seni. Boyun kadar lastiklerle oynayıp durdun dakikalarca.

Görevli kızlar bayıldı sana. "Ay inanmıyorum çok tatlı. Gerçekten sizin oğlunuz mu bu? " demeleri canımı sıktı biraz. Ben de kendi çapımda tatlıyımdır hani :)) Bol bol cips verdiler sana. Bir süre kucaktan kucağa gezdin. Ben de elimde fotoğraf makinam ve kameram kaydediyordum seni. Şimdilik sadece fotoğrafların bir kısmını ekliyorum. Yeni kameradaki videoları işleyemiyorum henüz.

Kum ve çakıl delisi olduğunu söylemiş miydim hatırlamıyorum. Nerede kum çakıl görsen dalıyorsun içine. Fuarda da iş makinesinin altına serpilen çakılları görünce favori mekanın orası oldu. Avuçlayıp avuçlayıp savuruyordun çakıllları. Hyundai standından çaldığımız topla oynadık biraz. Annene 10-15 dakika gezer çıkarız demiştim ama 2 saate yakın gezindik fuarda.

Sonlara doğru artık hem fuarın yorgunluğu, hem de 1 saattir peşinden koşmanın yorgunluğu üst üste gelince, toplantı odasına girip oturduk arkadaşlarla. Gelsin cipsler, biralar gitsin fıstıklar, viskiler :)) İlk fuar ve iş dünyası deneyimin bu kadar oldu babacım. Hafta sonu çalışıyor da olsam bir şekilde eğlenmeye fırsat bulduk.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...