Ana içeriğe atla

Ömre Bedel "AN"larım.


  • Akşamları uyku saatine yakın zamanlarda seni kucağıma alıp evin içinde gezintiye çıkardığımda, ellerini omuzlarıma atıp yanağınığını yanağıma dayayıp etrafı izlemene.
  • İşten eve geldiğimde daha ayakkabılarımı çıkarırken beni görüp koşar adım emekleyerek bana koşmana, seni kucakladıktan hemen sonra sıkılıp yere indirmemi istemene.
  • Seni uyutmaya çalıştığımızda kendi kendine ninni söylemene. 
  • Kucağıma almadan gülücükler attığın halde kucağımdayken yüzüme bile bakmamana, hatta yüz yüze gelmek istediğimde kafanı çevirip durmana.
  • Farkında olmadan desteksiz ayakta durduğunu anladığında önce mutlu bir gülümseme, ardından düşüşe geçerken korkuyla karışık şaşkınlıktan şekil şekil olan yüzünün komik hallerine.  
  • Halının üzerinde beğendiğin bir oyuncakla oynarken birden onu ağzına alıp çoban köpekleri gibi ağzında oyuncak evin içini turlamana. 
  • Parkede çorapların kaymasına rağmen bitmek tükenmek bilmeyen bir istekle koltuktan destek alıp kaya kaya ayağa kalkma çabalarına. 
  • Dünya dışı varlıklar olduğunu düşündüğün duvar saatleri ve lambalara uzun uzun bakarken dalmana, dalarken gülmene. 
  • Banyodan sonra kulaklarını pamukla temizlerken yüzünün aldığı şekle.
  • Televizyon izlemeni engellemek için önüne geçtiğimde benim üstümden tırmanırcasına televizyona ulaşma çabana.
  • Dünya tatlısı hallerini kaydetmek için kamerayı elime aldığım anda biren bire mumya gibi oturmana. 
  • Ani bir gürültü veya aşırı haraketli bir oyuncak gördüğünde, korkup ağlaman. Bir yandan tekrar geri dönüp bakman sonra yine ağlaman, seni uzaklaştırınca uzanarak tekrar bakman sonra yine ağlamana. Korkuyorsan niye bakıyorsun babacım.
  • Kullandığın süper dile ve dağarcığa. Atikim,deeedeeedeee, ziizziii, bırrrr
  • Beğendiğin reklamlar çıkınca ağzının kulaklarına varmasına.(Turkcell, Bankamatik)
  • Altını değiştirmek için banyoya girdiğimizde çığlık çığlığa bağırıp gülücükler atmana.
  • Aynanın karşınıda ayağa kalkıp aynadaki yansımanı yemeye çalışmana.
  • Laptop ve telefona olan anormal ilgine, gördüğün yerde koşar adım üstlerine çullanmana.
  • Uykudan kalktığında, özellikle sabahları pamuk gibi dinlenmiş yumuşacık tenine ve uyumaktan şişmiş tatar görünümlü patlak gözlerine.
  • Ağzındaki lokmayı aheste aheste çiğneyip, küçük taneler dahil tamamı bitmeden ağzını kilitlemişçesine kapatmana ve yeni kaşığı kabul etmemene.
  • Ayaklarından ve göbeğinden gıdıklanmana. 
  • Ritmik bir şeyler duyunca ki müzik olması şart değil başını sağa sola sallamana, oturduğun yerde şarkıya eşlik edip zıplamana. 
  • Oyuncaklarını yüksekten aşağı atmak yerine eğilebildiğin kadar aşağı eğilip parmak uçlarında düşmesine izin vermene.
  • Şapka bere türevlerine uyuz olup en fazla 3 saniyede şekilden şekle girip çıkarmaya çalışmana.
  • Parmaklarını ağzıma sokmaya çalıştığında, ısırıp sıkıştırdığımda yüzünün aldığı mazoşist ifadeye. Canın yanmasına rağmen tekrar kurcalamana 
  • Uykun geldiğinde televizyonda müzik kanalı açıkken yanak yanağa dansetmemize. 
  • Gördüğün herşeyi önce işaret parmağının ucu ile dürtüp keşfetmene ardından hop ağzına atmana.
  • Banyo yaptığın küvette oynarken bütün banyoyu sırılsıklam etmene, çığlıklar atıp suyla oynamana.
  • Kakanı yaparken yüzünün aldığı kırmızı kasım hallere.
  • Banyoya alt değiştirmek için her girdiğimizde banyo yapacağını zannedip havalara uçmana, ardından giyinmeye başlayıp banyosuz çıkacağını anladığında yaygarayı koparmana. 
  • Bebek arabanda yatmak yerine oturur halde etrafı izlemene. Arabaya biner binmez uyku moduna geçmene.
Bayılıyorum...

Bir çırpıda aklıma bunlar geldi. Annenin de ekleyecekleri vardır, benim de unuttuklarım.

Doruğum, dünyanın en muhteşem şeyiymiş baba olmak. Tarifi en zor mutlulukmuş sana sahip olmak. Hissettiklerimin yakınından bile geçmiyormuş baba olmakla ilgili anlatılanlar. 

Birlikte geçirdiğimiz bu 10 aylık sürede küçük anlar ömrüme bedel mutluluklar yaşattı bana. Sana bakıp etrafımdaki tüm havayı içime çeker gibi iç çektiğim anlar oldu.  Bir donuk şaşkın bakışına bakakalıp, gözlerimin dolduğu anlar oldu. Seni nefessiz bırakır gibi sarılıp kucakladığım anlar oldu. Öpmenin yetmediği pamuk etlerini ısırıp ısırıp kızarttığım anlar oldu. Yanına uzanıp masum, minik hallerini hafızama kazıdığım anlar oldu. Her biri bir ömre bedel anlarım oldu.

Seni çok seviyorum.

   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...