Ben yazcı biri değilim aslında. Ne melankolik bir yapım var ne de hüzne düşkünüm ama yine de sonbaharcı diyebilirim kendime. Ne kazak giyecek kadar serin, ne pişik olacak kadar sıcak olsun isterim hava. Ama seninle birlikte hayatımızda değişen birçok şey gibi favori mevsimimin de değiştiğini fark ettim. Artık ben de yazcıyım. Son bir iki gündür İstanbul'u sel götürdüğünde daha da iyi anladım sıcağın kıymetini.
Çünkü sevimli tosbağamız eğer günün tamamını evde geçirmek zorunda kalırsa çok keyifsiz oluyor. Evet senden bahsediyorum. Bana kalsa geçerim TV'nin karşısına akşama kadar patlamış mısır ve film yaparım. Hatta annenle eskiden 13 saat aralıksız dizi izlemişliğimiz de vardır. :)) Artık onlar mazide kaldı zaten. Şimdi evde içine duracell kaçmış 10 kata kadar daha enerjili bir tosbağamız olduğun için, odalar arası sprintler, yastıklarla yapılan grekoromenler, attiler ve tuttiler ile yetinemiyoruz. Rutin bir şekilde anneannen seni sabah kahvaltıdan sonra ve öğle uykundan sonra dışarı çıkarıyor. O kadar bioritmine işlenmiş ki bu rutin, her gün aynı saatlerde dış kapı civarında oturma eylemi yapmaya başlamışsın. Dış kapının açık olduğunu gördüğünde ve anneannen atti dediğinde gözlerin parlıyor. Koşa koşa asansörün kapısına gidip birinin kapıyı açmasını bekliyorsun. Çok canını sıkarsak merdivenlerden tutuna tutuna inmeye de çalıştığın oluyor. Koridoru çığlıklarla inlete inlete aşağı iniyorsun bazen.
Yazın ilk evrelerinde sadece bahçede gezme, kum havuzunda slalom, arabaların tekerlerini ve plakalarını temizleme, başka bebeklerin kafasına gözüne vurup ellerindeki oyuncakları alma, orda burda görüdüğün otu çöpü ağza atma aktiviteleri ile geçen zamanımıza yazın ilerlemesi ile birlikte havuz sefasını da eklemiş olduk. Gözümüz aydın hadi.
Geçen yıl yaz aylarını çok sakin geçirmiştik. Koyduğumuz yerde durup etrafı izleyen peluş oyuncak gibi olduğun için peşinde koşmak gerekmiyordu. Karnını doyur, altını değiştir, uyut.. :)) Şimdi bu üçlemeye onlarca yenisi eklendi. En önemlisi de seninle birlikte oynamak. Top oynuyoruz, tahta puzzle birleştiriyoruz, saklambaç oynuyoruz. Bir sürü oyun arasında seni en çok eğlendireni ise su. Evde banyodan önce 10-15 dakika su ile oynardın. Suyu çok sevdiğin için yazı bol bol havuz ve denizde geçir istiyoruz. Bu yaz tatile Eylül gibi gideceğiz. Bu kez anne anne yok. Sen ben ve annen. Performansına bakılırsa canımıza okuyacaksın. :))
Eylüle daha çok var. Bizim sitedeki havuz daha açılmamıştı. O yüzden su sporları için alternatif mekan belirledik. Bu resimler anneannenin bahçesinden. Elif ablana Amerika'dan şişme havuz sipariş etmiştim. Tepesinde sevimsiz bir yunus var. Su fışkırtıyor oradan. Onu kurduk anneannenin bahçesine. İlk mayolu aktivitemizden bu resimler. :) Çok eğlendin. Sabah havuzu doldurup güneşte ısınmaya bırakmış olmama rağmen galiba su biraz soğuk geldi ve ilk havuz eğlencesinden sonra karnını üşütüp ishal oldun. İshal işin tatsız kısmı, 3-4 gün epey canımızı sıktı ama unut gitsin. Zaten geçti gitti. ::))
Bundan bir hafta önce ,henüz ortada havuz yokken de bahçeyi sulamak için kullandığımız hortumun peşinde dönüp duruyordun. Bundan bir hafta sonrada annenle Kumbağda kumsala gitmişsiniz. O da aşağıdaki videoda. Sana su olsun yeter ki. Şimdi sitedeki havuz da açıldı. O maceramız başka zamana kalsın. Uykum geldi babacım. Tatlı rüyalar.
Yorumlar
Hakan Kavak
http://www.silissanayikumlari.com