Ana içeriğe atla

27.03.1996 Salı

Başlamak en zoru sanırım. Nereden başlamalıyım dedim kendi kendime. Her zaman ilk aklımıza gelenin yapabileceğimiz en iyi şey olduğunu düşünürüm. O yüzden ilk aklıma gelen şeyden başlamaya karar verdim. 

"O"nunla tanıştığım yerden. Hayatımın başladığı günden...



Burası İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü. O bahsettiğim Devlet Dairesi. Ben İzmit'te büyüyüp 1993 yılında gelmiştim buraya, "O" Tekirdağ'da büyüyüp 1994 yılında gelmişti. İkimiz de Endüstri Mühendisi olmaya çalışıyorduk. 

Üniversite tercihlerinde bir üst tercihim İTÜ Uçak Mühendisliğini 0,2 puanla kaçırıp buraya geldiğime üzülmüştüm oysa ki. Aslında sevinmem gerekiyormuş. Hayat çok ilginç.

2 yıldan uzun bir süre birbirimizden habersizdik o koridorlarda. İlk önce sesini duydum. Sonra aşık oldum. O sıralarda dağılmakta olan öğrencilik kariyerim nedeniyle alt sınıfın derslerine girmek zorundaydım. İlk göz göze geldiğimiz an da o derste oldu. 

Sınıfta ders başlamış ben her zamanki gibi geç kalmıştım. Sınıfta masada tek başına oturan sadece "O" vardı. Dedim ya hayat çok ilginç. 
"-Yanına oturabilir miyim ?" 
"-Tabi"
"-Çok güzel not almışsın. Sakıncası yoksa fotokopilerini alabilir miyim dersten sonra ?"
"-Olur."
:)


İlk temas ve ikili müzakere o gün başladı. Sonraki bir hafta artık birbirimizi farkediyorduk koridorlarda.  "O"na tadını hiç sevmediğim Ülker Albeni çikolata vermiştim pırlanta verir edasıyla. Adındaki ince mesajla söyleyemediklemi mi anlatmaya çalışmıştım şimdi hatırlayamıyorum. :) 

Küçük jestler ve utangaç gülücüklerle geçen bir haftadan sonra İstiklal Caddesindeki bir barda birer bira içmeye davet etmiştim "O"'nu. Ve o akşam itiraf etmiştik birbirimize aşık olduğumuzu. 



"27.03.1996"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...