"Çiftlerin bir yıllık süre içerisinde çocuk istemeleri ve korunma yöntemi kullanmamalarına rağmen gebeliğin olmamasına infertilite denir. Türkiye'de ve dünyadaki çiftlerde yaklaşık %15 oranında infertilite sorunu vardır."
Ne yazık ki biz de o %15'lik dilimde olduğumuzun geçte olsa farkına varmıştık. Suzan sorunumuzla ilgili neden bu kadar geç reaksiyona geçtiğimiz için bana ve Nişantaşı'daki doktorumuza kızgındı.
Hem geç, hem de biraz güç oldu. Ama şükürler olsun ki oldu.
Tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olmak isteyince ilk olarak nerede tedavi uygulayacağımıza karar vermemiz gerekti. Bir kaç tavsiyeden biri İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkeziydi. Taksim İTÜ kampüsünün karşısında donanımlı bir tesisti. Suzanın annesinin çalıştığı hastanedeki Doktor arkadaşı Abdullah Bey önermişti burayı. Abdullah Bey'in doğum doktorumuz olacağını o zaman bilmiyorduk.
Doktorumuzun adı Aret Kamar. Resimdeki siyah takım elbiseli, güler yüzlü adam.Sanırım aynı zamanda kliniğin sahibiydi kendisi. Çok candan ve ilgili bir insandı. Herşeyden önce Suzan'ın dilinden çok iyi anlıyordu. İkisi çok iyi anlaştı tedavi süresince. Suzan'la iyi anlaşmamak çok zor zaten. Ama o da diğer doktorların aksine Aret Bey'in yaklaşımından memnun kalmıştı. Aret Bey sürekli Suzan'a Tekirdağ'dan geliyormuş gibi davranmaya devam etti. :)
İlk kontrollerimizin ardından hayatımın en nahoş tecrübelerinden birini yaşadım. Kapısında Sperm Odası yazan yerden, içi küçük adaylarla dolu plastik kutu ile çıktığımda gereksiz bir utanma duygusu hissettim. Hala hatırladığımda gülüyorum.
Suzan'dan elmanın diğer yarısını toplayabilmeleri için uygun tarihi beklemeleri gerekiyordu. O tarihe kadar gerekli sayı ve olgunluğa ulaşması için verdikleri iğneler onun kabusuydu. Korkusundan çektiğini iğne acısından çekmemiştir meleğim. Düşüncesi bile neredeyse bayıltıyordu onu. Hala filmlerde iğneli sahnelere bakamıyor :) Ama her birine dayandı.
Beklenen gün geldiğinde yalnış hatırlamıyorsam 7 tane yumurtamız vardı. Tek tek toplandılar. Embriyolar, laboratuar ortamında ilk bir kaç günlük olgunluğa ulaştıktan sonra, 9 aylık macerasına başlayacağı yere transfer edileceklerdi.
Önce "Yeterince adet toplanabilecek mi ?" ardından "Örnekler istenen sayıda sağlıklı embriyoya dönüşebilecek mi ?" gerginliğinin ardından klinikten gelen 4 adet embriyonun amaca uygun hazır olduğu bilgisi ilk müjdeli haberimizdi. Ve 6 Haziran 2008 tarihine randevu verildi.
Minik kurbağamızın anne karnında ilk yolculuğu o gün başladı. Bu da o günden bir resmimiz.
Yorumlar