Hiç istemiyorum ama bugün yine kısa süreli de olsa ayrılıyoruz Doruk. Gaddar annen ağlarını geçen haftadan örmüş meğer. En son babalar duyar diye klişe bir espri var dünyada. Bizim evde ise gerçek. Hakkını yememek gerek annen çok planlı bir kadın. Sadece planlarını paylaşmaktan pek hoşlanmıyor :)
Türkiye tatil egemen bir ülke. Pek çalışmayı sevmeyiz biz. Bu hafta yine o resmi tatillerden biri var. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Perşembe gününe denk geldi. Önceki gün de yarım gün tatil olacak. Sevgili annemiz Pazartesi, Salı ve Cuma'yı da paket tatil olarak planlayıp seni de yanına alarak Tekirdağ'a gitti bugün. Ben izin konusunda annen kadar şanslı değilim. Öncelikle emzirmediğim için süt iznim yok :) Şirketten izin almaksa Bebekten yalı almak kadar zor. Hal böyle olunca devlet erkanının belirlediği Perşembe hariç paşa paşa işe gitmek zorunda kalacağım. Siz orda ben burda... Hiç sevmedim hiç...
Daha önce de biraz bahsetmiştim. Seni biz büyütüyoruz dersek kuyruklu yalan olur. Hafta içi sana anneannen bakıyor. İkimizde mevcut hayat standardımızı koruyabilmek için çalışmak zorundayız. Bu nedenle hafta içi tüm günler senden ayrı işte geçmek zorunda. Bir tek bu yüzden ikramiyeden para çıksın istiyorum artık. Birlikte daha fazla zaman geçirebilmemizi sağlayacak ekonomik özgürlüğü kazanmak için. Ama en ufak gelişme yok. Bırak büyük ikramiyeyi amortinin kıyısından geçemiyoruz epeydir. En son senin Ortaköy'de seyyar sayısal lotocudan aldığın 4 kuponda da sıfırı yakaladık. Kumarda bahtsız olduğun belli, benim gibi aşkta kazanırsın umarım.
Birde şu behsettiğim müstakil hayatımızı da ertelemek zorunda kaldık. Son bir iki haftada epeyce araştırıp bakındık. Uygun alternatifler de bulduk sayılır. Ama hem "tamam budur" dediğimiz, şartları tamamen içimize sinen evi bulamadık , hem de geleceğe dair riskleri zorlamamamız gereken bir dönemden geçtiğimize karar verdik annenle. İşe güzel tarafından bak ama, en azından yeni evimizi seninde seçme şansının olacağı bir döneme erteledik.
Nerede kalmıştım. Ben işe giderken sen uykuda oluyorsun genellikle. Akşam döndüğümde görüşebiliyoruz. Akşamları 7 gibi evde oluyoruz. Bizi gördüğünde yüzünde beliren gülücükler, kıpır kıpır olan kolların bacakların, beni kucağına al diyen bakışların günün bütün yorgunluğunu, dertlerini silip atıyor. İyi ki yapmışız seni diyoruz :) Birlikte geçirebildiğimiz süre sen gece uykuna dalmadan önce hepi topu 2 saat. Doyamıyor insan. Bir hafta sonumuz var tadını doya doya çıkarabildiğimiz.
Şimdi gittiniz, o minik haftaiçi akşamları da gitti. Sizi çok seviyor ve özlüyorum.
Tekrar görüşene kadar iyi olun, mutlu olun.
Yorumlar