Zaman zaman okulda bazı etkinlikler yapıyorsunuz Doruk. Bir kaç hafta önce de ingilizce öğretmeniniz Tuğba öğretmeninden bir mesaj geldi. Nisan'ın ilk haftasında Fashion Show yapacağız. Aileler de izleyici olacak. Çocuklar hayal güçlerinin izin verdiği en hoş ve kokoş kıyafetlerle gelebilirler. Ayrıca tişört tasarlayacağız yazıyordu mesajda. Ben de hepiniz cici kıyafetlerinizi giyeceksiniz ve podyumda moda gösterisi tarzı bir şey olacak diye düşünmüştüm. Hatta biraz gereksiz bir faaliyet olacak demiştim. Fashion Show'unuz bu hafta oldu. Tahmin ettiğim gibi çıkmadı.
Aslında biraz ipucu verebilseydin daha hazırlıklı olabilirdim bu duruma ama okuldan ailelerinizle paylaşmayın sürpriz olsun demiş sanırım. Ağzından laf alamadım içerikle ilgili. Ben de olayın boyutunu bilmediğimden çok ciddiye almadım. Sabah dolabından havalı bir şeyler seçer giyeriz demiştim. Öyle de yaptık. Ama sabahları o kadar zor uyanıyorsun ki, ayılmanı ve kıyafet seçmeni beklersem okula geç kalacaktık. O yüzden kıyafetlerini ben seçmeye karar verdim. Kamuflaj desenli şortunla NY Yankees jersey'den bir kombin yapıp hazırladım sana. İtiraz etmediğine göre sen de sevdin diye düşündüm. Havalı çocuk olmak istiyorsan ya saçlar dik dik jölelenecek ya da kafaya yamuk bir şapka takılacak. O da eksik olmasın dedik.
Yolda biraz daha zorladım ipucu ver diye. Ama sır tutmakta iyisin. Sonunda bana " Baba sürpriz diyorum sana, biraz sabırlı olmayı öğrenmen gerek" dediğinde konuyu kapattım :) Gösteri ile ilgili elimdeki tek ipucu Tuğba Hanımın bana gönderdiği boyalı süslü tişörtündü. Kendin süslemişsin ve üzerinde Maroon5 yazıyordu. Maroon 5'ı nereden öğrendi bu çocuk diye düşünmüştüm.
Seni okula bırakmadan önce mutlaka geliyorsun değil mi diye sordun bana. İzin alabilirsem gelirim babacığım dedim. Alamazsan da gel, kaç işten dedin. Anladım ki iki elim kanda da olsa bu gösteri izlenecek. Neyse ki izin alabildim. Annen de işten eve gelince buluşup seni izlemek için okula geldik. Gösterinizin başlamasına daha 15-20 dakika vardı. Siz içeride prova yapıyordunuz. Salonun dışında ise anneler bir yerde babalar bir yerde kümelenip laflamaya başladık. Ve gösteri saatinde salona aldılar bizi.
Ne ile karşılaşacağımızı bilmediğimiz için hazırlıksız yakalandım. Önce sizin resimleriniz ve müzikle hazırlanan bir video izledik. Ardından birden bire siz sahneye çıktınız. Fark edip kamerayı açana kadar bir kısmını kaydetmeyi kaçırdım. Sınıfı 4 gruba bölmüşler. Her bir grup bir şarkıcı ve konsepti temsil ediyor. Bir saate yakın süren şarkılı dansı bir gösteri hazırlamışsınız. Şarkılar ingilizce. Arada da konuyla ilgili ingilizce sohbetler var. Sizin seviyenize göre tabi.
Sen ilk çıkan gruptaydın. Konsept de Katy Perry'miş. 4 çiçek 1 böcek dedim sizi görünce. En sevimlisinden tabi :) Deniz sizin gurubun solisti olmuştu. Gülümseyen gözlerle seni izledim. Annenle beni aradı önce gözlerin. Görünce keyfin yerine geldi sanırım. Çok tatlıydınız. Öz güven kazanmanız için bu tür şeylerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Seni izlerken hayatın ne çabuk ve hızlı aktığını düşündüm. Sahnedeki o halini aklıma kazımaya çalıştım. Ne kadar değerli ve özel zamanlar paylaştığımızı hissettim. Seninle gurur duydum. Oradan bir kaç resim ve video ekleyeyim. Büyüdüğünde gülümseyen gözlerle izler ve minik halinin nasıl tatlı olduğunu anlarsın.
Yorumlar