Ana içeriğe atla

Beyblade

Dün hava yazdan kalmaydı Doruk. Tam mangal havası. Evde durmak bünyeye ihanet olacaktı. Kahvaltıdan sonra hadi babacım çıkalım biraz dışarı dedim sana ama nafile. Her zamanki gibi eve saplandın. Cumartesi günü çalıştığım ve pazar günü ne istersen onu yapacağımıza söz verdiğim için bu konuda çok ısrarcı olmadım. Need for Speed oynayalım dedin. Biraz Play Station oynadık. Biraz boyama çiziktirme faaliyetlerinden yaptık. Saat 3 gibi tekrar bir yoklama çektim bahçeye çıkmak konusunda. Bisiklete binmeyi özlemişsin belli ki. Bisikleti duyunca ikna oldun çıkmaya. 

Daha dışarı çıkar çıkmaz havuzun yanındaki kamelyadan sesler geldiğini duyduk. Henüz 200 metre bisiklete binmemişken park edip oraya yöneldin. Arkadaşlarından küçük Toprak sevinçle "kankaaa" diye hoplaya zıplaya sana koştu. Sarıldınız birbirinize. Bir de büyük Toprak var. Onu da çok seviyorsun. Okuldu, soğuktu derken yazın site içerisinde hep birlikte oynadığınız zamanları özlemişsiniz. Küçük Toprak dışında, Kaan, Faruk Kayra, ve Yiğit Alp de geldi.  Kaan hayatımda gördüğüm en yüksek volumlü ve ara vermeden konuşan çocuk. Çok uyanık. Sevimli de. Faruk Kayra her şeyden şikayet ediyor. Yiğit Alp ise diğer kankalarından.  Sürekli itişip kakışsanız da birbirinizden asla vaz geçmiyorsunuz. Neyse arkadaşlarınla ilgili bir yazı yazmak var aklımda zaten. Onu sonraya bırakalım. 

Bu ekip güneşli havayı bulunca top oynar bisiklete biner diye düşünüyoruz tabi. Ama hiç ilgisi yok. Hepsi kamelyanın içindeki masaya tünemiş ellerinde beyblade dediğiniz yeni nesil topaçlarla bağır çağır turnuva yapıyorlar. 

Bizim zamanımızda neredeyse her erkek çocuğun oynadığı ortak oyuncak bilye ya da diğer adıyla misketti. Biz sokağa çıkıp onlarla oynardık. Ucuzdu. Herkes alabilirdi. Şimdi ise bilye ile oynayan çocuk görsem sokakta Oyuncak Müzesine haber veririm. Burada antika var. Gelin alın diye. Sizin yeni hastalığınız bu beybladeler. Aslında televizyonda bir çizgi film bu. Sana izletmekten imtina ettiğimiz japon animesi. İşte amerikalılar Japonlar avrupalılar falan var. Ellerindeki bu beyblade'lerin defansif yada ofansif özellikleri var. Sürekli bunları kapıştırıp duruyorlar. Hayatımda izlediğim en manasız diyaloglara sahip boş ötesi saçma sapan bir çizgi film. E faydasız olduğuna bir başka kanıtta okulda oyuncak günlerinde beyblade getirmek yasak. Az yalvarmadın öğretmenine okula getirebilmek için ama izin alamadık. 

Sana izlettirmeyip uzak tutabildik mi peki. Namümkün. Çünkü sitede bir sürü çocukta var. Sağda solda oynuyorlar. Reklamlarda cazır cuzur "Beyblade : Metaaal furrryyy" diye bağırıyorlar. Neyse direnemedik bizde sana da aldık bir iki tane. Havuzumsu uyduruk plastikten bir arenası var. 40 lira mı ne. İki de topaç ve atıcısı onlarda 54 lira. Bizim tahta topaçları elin caponu allayıp pullamış bize itelemiş yani. Bir de her birinin bir özelliği var. Kimi saldırıda iyi kimi savunmada. Kimi sağa dönüyor, kimi sola. İsimleri bile varmış her birinin ben inanmak istemedim :) Şimdi ışıklıları seslileri, otomatik fırlatıcıları falan çıktı. Seni çok eğlendiriyor diye bir şey demiyoruz. Bayılıyorsun beyblade'lere. 
Ben tahta topacı, sen yeni sarı beyblade'ini annen de mavi beyblade'i alıyor. Kapıştırıyoruz evde. Şimdi hep sen kazanıyorsun ya. Bil diye söylüyorum aslanım biz yavaş atıyoruz topaçlarımızı. Çok üstüme gelme alırım aklını. :)

Bazen gittiğimiz yerlere yanımızda götürüyoruz. Geçen akşam Fatihlere giderken yanımıza aldık. Tuna'yla kapışacakmışsın. Birini orada kaybettin. Çok canın sıkıldı. Ama iyi ki annenin yeni aldığı Denge özellikli sarı beyblade'ini kaybetmenin yoksa canımıza okurdun mızmızlıktan. 


Kamelyada çocuklar beyblade oynuyordu. Ben de eve gidip senin savaş setini aldım. Savaş boyalarımızı yüzümüze sürüp giriştik turnuvaya. 2 saate yakın takıldık orada. Çok eğlendin. Sonra da biraz bisiklete binip eve döndük. 


Turnuvayı Kaan'ın son teknoloji fırlatıcılı beyblade'i kazandı. Sen ikinci oldun. Kaan çok geliştirmiş kendini. İyi oynuyordu çakal. 


Hava çok erken kararıyor bu aralar. Hava durumu bozacak diyorlardı bir de. Dünkü  yazdan kalma havayı kaçırmadığımıza sevindim. Bu sabah hava koyu gri. Yağmurlu ve soğuk. Bari hevesle beklediğin şu kar yağsa da kuru kuru soğuk yemesek. 

Beyblade Metal Furry.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...