Ana içeriğe atla

Hayata Tutunmak

Sonunda 6 Haziran geldi. 4 adet Doruk adayımız anne karnına yerleştirilmişti. Suzan'ın kendini hiç yormadan en az 4-5 gün dinlenmesi neredeyse hiç hareket etmemesi gerekiyordu. İzin aldık ikimizde. Evde geçirdik bu süreyi. Ama konuştuğumuz, düşündüğümüz başka birşey yoktu. Merak, sevinç, endişe, umut, korku... Bunlar bir çırpıda sayabildiklerim. O ara bütün duygular birbirine karışıyor. Neden mi ?

Çünkü tüp bebek tedavisi bir yardımcı üreme tekniği. Uygulama, sizin bebek sahibi olmanızı kesin olarak sağlayamıyor. Sadece yoldaki bazı tümsekleri aşmanıza yardım ediyor. Bebeğin dünyaya merhaba demesi ilahi bir mucize. Bunu bilerek kendimi sürece hazırlamaya çalıştım. Maliyeti yüksek bir yöntemdi. Defalarca denemeye yetecek maddi ve manevi gücümüz olur muydu bilmiyorum. Kötü bir sonuçla karşılaşma ihtimalimizin de mümkün olduğunun farkındaydım. Araştırdıkça çevremizde bu yöntemi defalarca denemelerine rağmen bebek sahibi olamamış çiftler olduğunu gördüm. Kaldı ki ilk denemede bebeğine kavuşan çift sayısı da çok değildi. Tozpembe bir tabloyla kendimi şartlandırmak, ardından hayal kırıklığı yaşamak istemediğim için korumacı bir tavırla hep kötüye hazırladım kendimi. Suzan'ı da sürekli telkinlerle rahatlatmaya çalıştım. Onun stresli olmaması gerekiyordu. Herşeyin hayırlısını diledik. O 3 hafta geçmedi bir türlü.  

Doktorumuzun bize söylediği tarihte klinikteydik. Embriyoların tutunup tutunmadığına kandaki değerlerini izleyerek karar verebileceklerdi. Ama bu da kesin sonuç sayılmazdı. Yinede bizim için iyi sonuçlanması gereken ilk aşamaydı. Kan testinin sonuçlarını 2 gün sonra telefonla bildirdi Hatice hemşire.  2 günden emin değilim. O bekleyişte zaman kavramı kalmıyor.139 gibi bir değerdi galiba. Yani olumlu bir değerdi. Hatice hemşire bize "Bu kesin sonuç değil. Ultrason değerlendirmesine kadar ne sevinçten havalara uçun, ne de yersiz endişelere kapılın. Bir süre daha beklemeniz gerek" dedi.

O bekleyiş tam 6 hafta sürdü. O güne kadar hep çoğul gebelikle ilgili konuşmuştuk. Buna hevesli olduğumuzu söyleyemem ama yinede ihtimaller üzerinde defalarca sohbet etmiştik.Ultrason 4 adaydan birinin, nam-ı diğer Doruk Bey'in rahim duvarına tutunduğunu müjdeliyordu. Kontrollü bir sevinç yaşadığımı çok iyi hatırlıyorum. Kendimi, her ihtimale hazırlama konusunda fazla takıntılı davrandığım için sevinmeye korkmuştum. Zaman zaman şiddeti azalsa da birşeyler olabilir korkusu hamileliğin sonuna kadar sürdü. O sürecin tadını bu kaygılarla yeterince çıkarabildim mi? Neden böyle bir kaygı haline büründüm bilmiyorum. Ama anne ve baba olmanın hediyesi sanırım kaygı. 

Bir bebek bekliyorduk artık. Cinsiyeti ilk günden belliydi ama biz öğrenmek için 3.5 ay bekleyecektik. Doktorumuz özel durumumuzdan dolayı tutunmayı desteklemek için bir sürü iğne verdi. Sürekli iğne desteği ile fazla yorulmamaya dikkat ederek geçirdik günleri. Bu yeni sıfatlarımızın hayatımıza katacağı şeyleri araştırmakla meşguldük. İyi ki Internet var. :)

Henüz bu aşamada olan anne adaylarına Kitubi'yi, baba adaylarına  ise Baba Olmak bloglarını önerebilirim.

Hamileliğin başlangıcından 3.5 ay geçmişti. Biz yine klinikte rutin bir kontroldeydik sanıyordum. Cinsiyetin belirlenebilmesi için en az 1 ay daha geçmeliydi bana göre. Suzan bir kızı olsun istiyordu. İsmini de ben bulmuştum bile. Irmak olsun istiyordum. Herşeyden önce sağlıklı bir bebek diliyor tabi ki insan. Kız olması için Suzan kadar istekli sayılmazdım. Ultrason başında doktor rutin kontrolüne yeni başlamıştı ki "Sizin oğlan iyi durumda" dedi. O an Suzan'ın yüz ifadesini fotoğrafla saklayabilseydim keşke :)) Ağlamaklı bi şaşkınlık içinde bir bana bir Aret Bey'e baktı. Ben ondan daha şaşkındım. Cinsiyeti öğreneceğimizi hiç beklemediğim için damdan düşer gibi gelen bu haber benimde donup kalmama neden oldu. Doktora "Aret Bey % kaç ihtimalden bahsediyoruz" dediğimde. "Erkek işte ne ihtimali" demişti. 

Artık silbaştan isim işine girmemiz gerekiyordu. :)


Yorumlar

Damla dedi ki…
Gözünüz aydın, ömür boyu mutlu olun hep birlikte.

Link için çok teşekkür ederim. Bence anneler de babaolmak.com'u, babalar da Kitubi'yi okusun :) Zaten babaolmak.com'un babası teskeresini, kızına tekrar kavuşana kadar babaolmak.com'suz idare ediyoruz.
Cem dedi ki…
İyi dilekleriniz için teşekkür ederiz. Blog sahipleri ile takipçilerini özdeşleştirmişim farkında olmadan :) Ben eşim hamileyken sizin bloğunuzu düzenli takip ederdim. Etmeye de devam ediyorum. Ilgazı öpün bizim için.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elmyra Duff

Uzun zamandır bir köpeğimiz olsun istiyorum ben. Her fırsatta söylerim annene. Annen köpeklerden çekinir. Köpeklerden hoşlanmaz diyemem sadece uzaktan sevmeyi tercih eder. Yanlarına sokulmaz, hatta bir köpek ona doğru yaklaşırsa genelde kaçacak delik arar. Bu yüzden köpek besleme sevdası bahçeli bir evimiz olana kadar rafa kaldırılmıştı. Ortaköy'de oturduğumuz zamanlarda kendimize ait bir kedimiz olmuştu. Mısırdı adı. Ona bakıp büyütmek bile ciddi sorumluluk istiyordu.Sonra anneannene devrettik o sorumluluğu. Kendimize zor bakıyorduk o zamanlar. :) Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu, evde evcil bir hayvan ile birlikte büyümenin çok olumlu katkıları oluğunu duyuyoruz, okuyoruz. Ama hali hazırda apartman dairesinde yaşarken, hakkını vererek evcil bir hayvanı sahiplenmeye hazır olmadığımızı ben de kabul ediyorum artık. Bahçeli bir eve geçersek ilerde ilk işim bir köpek almak olacak ama. Çünkü sen de benim gibi bayılıyorsun köpeklere. Şimdiye kadar tatsız b...

İlk Karşılaşma

B u notları tutmak için geç kalmışım belli ki. Hamileliğin öncesi ve sonrasıyla 15 aylık bir zamanı, birkaç nota sığdırmak tahmin ettiğimden de zor oluyor. İlk aklıma geldiğinde bu işe başlasaydım daha iyi olurdu belki. En azından bir yerlere not almalıymışım. Doğuma kadar birbirimizle, doğum sonrası Doruk'la o kadar meşguldük ki bir günlük tutmaya ya da herhangi bir hobiye ayıracak zaman ne yazık ki hiç olmadı. Son yazıda kaldığım yer hamileliğin sekizinci ayıydı. Evde hazırlıklar tamamlanmış, sona yaklaşan hamileliğin hediyesini beklemeye başlamıştık. Zaman azaldıkça heyecanımız da artıyordu. Son trimester de rutin kontrollerin aralığı 15 güne inmişti. Bizim de doğumu yapacağımız hastaneye karar verme zamanımız gelmişti. Aslında iki alternatifimiz vardı. Ya John Hopkins ya da Tekirdağ Devlet Hastanesi. Çok alakasız göründüğünü biliyorum. İlk tercihimiz Suzan'ın laperoskopi ameliyatını yaptırdığımız modern bir hastane olan John Hopkins'ti. Ancak Doğum Tekirdağ Devlet Hast...

Iyiligi Kalbınden Tasan Kuzu

Yepyeni bir yılın günlerini birlikte tüketmeye başladık bile oğlum. Çok şükür. Özellikle bu yılbaşı eğlenceli ve huzurlu geçti. Bir yılbaşı gecesine yakışır biçimde kar yağdı. Ben zaten yarım gün için işe gitmeyi manasız bulanlardanım. Kar da gitmeme izin vermeyince Perşembe'den Pazara 4 günlük bir yeni yıl tatilimiz oldu.  Yılın son günü neredeyse tüm gün dışarıda karla oynadık. En sevdiğin şeylerden biri. Evde "Bu sene mutlaka gideriz" diye her zaman tam takım kayak kıyafetleri bulunduruyoruz :) Kar topu oynamaya çıkarken kayak kıyafetlerimizi giydik. Üşüme ıslanma riskini azalttık böylece. Bütün çocuklar bahçedeydi. Kimi kartopu oynuyor, kimi kardan adam yapıyordu. Biz ve bir kaç kişilik proje ekibi ise iglo yapmaya karar verdik. Kamyonunun kasasında kiremit haline getirdiğimiz karlar ile igloyu inşa etmeye çalıştık. Ama tahmin ettiğimizden daha zor ve uzun sürecek bir uğraşmış. Sen minecraft evi yapıyoruz diye kendini ve diğer çocukları motive etmeye çalışs...